Arabaşı … Arabaşı… Arabaşı… (Yerel Şiveyle)

Gış hafifden gendini gösterip de havalar soğumaya gorsün. Millet bi arabaşı lafı dutturur. Hemen her yerde herkesin dilinde bi arabaşı lafı alır yürür.

“Arabaşının tam zamanı”, “Tam arabaşı vahti”,  “Soğuhlar da düşdü. yapan olsada bi arabaşı yutsah”, “ Şurda bi arabaşı olsa ne zollu olur” gibisinden türlü türlü arabaşı lafı… Varsa yohsa arabaşı!

Hahları da yoh dağal işin doğrusu. Gar, gış,  ayaz, buz, fırtına elele. Soğuhlardan soğuh beğen. Milletin iflahı sokülür soğuhdan.  Millette ne yapsın soğuh günnerin sıcah aşı arabaşını hayeller durur.

Hani annadıllara; iki adam oturmuş, hayelde paraynan dağale, sıraynan birer hayal gurah demiş. Önce biri sözü almış: “Şöyle guzel bi bulgur pilavı olsa yanında da çalhama ve guru suvan olsa, guru suvana yumruğu vurup cücüğünü çıharıp yuha ekmağnen yesek!” demiş. Sıra öbür adama gelinci, adam: “ Ne hayel guruyum, bana gurulacah hayel mi bırahdın?” demiş. Millettinki de o hesap; soğuh gış günü arabaşı hayeli gurduhdan soğna geriye gurulacah hayal mi galır?

Soğuh gış günlerini gatlanır gılan ne varsa  umut, sevgi, paylaşma…  Hepsinin sembol adıdır arabaşı. Bu yüzden düşmez dillerden, hep söylenir gış bitene dek; arabaşı, arabaşı, arabaşı…

 

Adnan KORKMAZ

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

 

 

Author: sevare