İSTANBUL TRAFİĞİNDE YAŞAMAK

İstanbul sadece Türkiye’nin en büyük ticaret ve turizm merkezi değil, Dünyanın da önemli merkezlerinden birisidir. Medeniyet ve uygarlığın başkenti, kültürlerin beşiğidir İstanbul…

Tarihin başlangıcından bu yana ilk yerleşim yerlerinden biri olan İstanbul, bir çok imparatorluk ve uygarlığa beşiklik etmesi nedeniyle büyük bir kültürel birikime sahip olmuştur. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her toprağında ayrı bir hazine, her köşesinde farklı bir güzellik, her köşesinde farklı bir zenginlik vardır bu koca şehir İstanbul’un…

Günümüzde de hala varlığını sürdüren ve de zaman içinde kaybolmuş tüm dinlerin buluşma noktası olan İstanbul, pek çok dine ait kültürün de izlerini taşımaktadır. İstanbul, birçok sanat dalının da dünyaya açılan penceresidir.

Tarihinin, kültürünün, doğal güzelliğinin yanı sıra, eşsiz lezzetlere sahip bir mutfak sunar İstanbul. Ve daha sayamadığımız yüzlerce güzelliği barındırır içerisinde İstanbul…

Hava yoluyla dünyanın 200 den fazla noktasına direkt uçuş sağlanırken, birçok noktadan da aktarmalı uçuşlar gerçekleştiren bir şehir İstanbul… İki kıtanın bağlantı noktasında bulunması da başka bir avantaj.

Güzellikler ve avantajlar şehri İstanbul’un sorunu yok mu? Tabi ki var ve bunların en göze çarpanı ulaşım ve trafik.

Tabi ki İstanbul’un güzelliğini yaşamak için trafiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. 2014 nüfus sayımına göre İstanbul’un nüfusu 14.377.018’dir. İstanbul’un yüz ölçümü ise 5.313 km karedir. Kilometre kareye 2.706 kişi düşmektedir. Buna, gelen turistleri ve Anadolu’dan ticaret için ve günübirlik gelenleri de eklerseniz bu kadar nüfusun ulaşımının kolay olmayacağı anlaşılacaktır. TÜİK verilerine göre Türkiye’deki araç sayısı yaklaşık 19 milyon ve bu araçların beşte biri İstanbul’da bulunmaktadır.

Bu konuyu güzel bir anekdot ile özetlemek istiyorum:
İstanbul’da yaşayan bir arkadaşın, Anadolu’nun sakin bir kasabasından bir misafiri gelir. Misafir İstanbul’u gezer. Misafire; “eee İstanbul’u nasıl buldun” diye sorar. Misafir şöyle cevap verir: “Çok güzel, şu trafik olmasa”. “Yahu bu trafikte bu gürültüde nasıl yaşıyorsunuz. Ben İstanbul’da yaşayamam” der. O da misafire; “seni İstanbul’da bırakmayan güç beni de İstanbul’dan bırakmıyor” diye cevap verir.

İstanbul’daki trafik sorunun iki temel unsuru vardır. Bunlardan birisi şehir içi insan taşımacılığı diğeri ise şehir içi mal ve hizmet taşımacılılığı. İnsan taşımacılığı kısmen de olsa metro, metrobüs, vapur- motor, demiryolları gibi toplu taşıma araçlarıyla çözülmeye çalışılsa da; eskiden sabah ve akşam mesai saatlerinde yoğun olan trafik neredeyse gece 12 ye kadar devam etmektedir. Bu trafik yoğunluğunun genel itibariyle sebebi özel araçlardır. Bunun yanında toplu taşımanın da çok hızlı bir şekilde alternatifler ile çözülmesi gerekmektedir. Tabi ki bunun dışında daha çok problem vardır.

-Şehir merkezlerine daha fazla AVM yapılmasına izin verilmemelidir.
-Daha uygun bilet fiyatlarıyla toplu taşıma teşvik edilmelidir.
-Çok şeritli yolların birden şerit sayısının düşmesini göz önünde bulundurarak şeritlerin eşitlenmesi sağlanmalıdır.
-Raylı sistemin daha hızlı ilerlemesi sağlanmalı ve tek alternatif çözüm olarak düşünülmelidir.
-Çalışma saatlerinin giriş ve çıkışları farklı zamanlarda başlamalıdır.
-Minibüsler tamamen yasaklanmalıdır.
-Özel araçlarla toplu taşıma araçlarının yolları birbirinden ayrılmalı, toplu taşıma araçlarına daha fazla yol ayrılmalıdır.
-İlçelerin merkezleri araç trafiğine yasaklanmalıdır.

İstanbul’un trafik sorunun çözülmesinden beklenen şey, herkesin gideceği yere hızlı, güvenli, konforlu bir şekilde ulaşmasıdır. Bu sebeple, İstanbul’un trafik sorunu sadece belediyenin sorunu olmaktan çıkmış, hükumetlerin sorunu olmuştur. Bu sorunların bir an önce çözülmesini arzuluyoruz. Zira bizi burada tutan güç, bizi İstanbul’dan bırakmıyor.

 

NURİ KAYA
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: sevare