Kitap İncelemesi: “Öğreten Öğretmen Öğrenen Öğrenci” /Dr. İBRAHİM  ARIKAN     

Sorgun Düşünce Kulübü olarak bu ayki dosya konumuz İbrahim Arıkan ve eserleri. Eğitimci olduğum için eğitimle ilgili olan “Öğreten Öğretmen Öğrenen Öğrenci” adlı eser benim incelememe konu oldu. Dr. İbrahim Arıkan farklı sektörlerde faaliyet gösterse de Öğreten Öğretmen Öğrenen Öğrenci isimli eseri eğitimden hiç kopmadığını göstermektedir. Bir eğitimci olarak eseri okudum ve ciddi anlamda faydalandım. Kendisi de bir öğretmen olan İbrahim Arıkan yarım asırlık öğretmenlik ve yöneticilik deneyimini, öğretmenlerle paylaşmak için kaleme almış bu eseri. Eserde anlatılan bilgileri belki de her öğretmen biliyor. Fakat bilindiği bilinen bu bilgiler deneyimler ile harmanlanarak eğitimcilere bir nevi yol gösteriyor.

 “Toplum eğitimin aynası olarak görülmelidir. İnsan dünyaya geldiğinde beyaz bir kağıt gibidir. Aile okul ve insanın aldığı eğitim ile bu beyaz kâğıt bir tabloya dönüşür. Bu tablonun güzelleşmesinde konusundan, kişinin kendi rolünden çok eğitimcilerin rolü vardır.” diyor Arıkan. Bu cümlelerden toplumun mimarı olan öğretmenlere ne kadar değer verdiğini anlıyoruz.

Öğretmenler için çok güzel bir kılavuz niteliğinde olan eserden her öğretmenin ve okuyucunun faydalanacağına inanıyorum.

2012 yılında basılan kitap toplam 210 sayfa ve 8 bölümden oluşmaktadır. Bölümlerden öne çıkan fikirleri şöyle özetleyebiliriz:

1. Bölüm: Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak birey de değişmek zorundadır. Tabi bu değişim aynı zamanda eğitim ve öğretim alanındaki ihtiyaçları da değişime zorlamaktadır. Dünyanın her hangi bir yerindeki insanlara ulaşmak ve onlar ile irtibata geçmek kolaylaşmıştır. Yanı sıra bilgiye ulaşmak eskiye nazaran çok daha kolay hale gelmiştir. Fakat teknolojiyi öğrenmek, onu kullanmak, geliştirmek için her zaman bir öğretmene ihtiyaç vardır. Birinci bölümde teknolojideki hızlı değişime rağmen insan faktörüne, öğretmene vurgu yapılmaktadır.

2. Bölüm: Bireyin eğitimi bir ders saati ile başlar ömür boyu devam eder. Öğrenci ve öğretmen her derse hazırlıklı girmelidir. Öğretmenin derse yönelik bir akıl defteri bulunmalıdır. Kısaca derste ne zaman ne yapacağı akıl defterinde, yani not defterinde mutlaka yazmalıdır. Bu bölümde bilişsel alan ve basamaklardan da bahsedilmektedir. İkinci bölümde hazırlık yapmanın, planlı çalışmanın öğrenme ve  öğretme üzerindeki olumlu etkilerine vurgu yapılmaktadır.

3. Bölüm: “Eğitim bilgiyi davranışa dönüştürme sürecidir.” ifadesi ile eğitimin en temel ilkesinden bahsedilmektedir. Ders araçları, eğitimde teknolojinin kullanımı, öğrencinin bilgi düzeyini sorgulama, tekdüze ve sıkıcı anlatımdan kaçıp konunun üzerinde kısaca ve öğrencinin faydalanabileceği bir ders anlatımının etkili olacağı üzerinde duruluyor.

4. Bölüm: Öğretmen ile öğrenci iletişimi üzerinde durulan bu bölümde öğretme öğrenmenin derste gerçekleşeceği üzerinde durulmaktadır. Sınıf içi eğitimde öğrencinin anlayacağı, sade dilden konuşmanın  bilgiyi kalıcılaştırdığından bahsedilmektedir. Ayrıca öğrencinin aktif olarak derse katılımı ve soru hazırlamasının da öğretmen ile iletişimde önemli bir etken olduğu ifade edilmektedir.

5. Bölüm: Bu bölümde öğrenmeyi geliştirme çalışmalarından bahsedilmektedir. Öğrenilen bilgiyi kalıcı hale getirmek, bilginin kullanımı, ders bittikten sonra öğretmen tarafından öğrenme sürecinin değerlendirilmesi hususları bu bölümde faydalı bir şekilde analiz edilmektedir.

6. Bölüm: Verimli eğitimin ilkesinden bahsedildiği bu bölümde “Etkili eğitim etkin öğretmen ve derse ilgi duyan öğrenci ile gerçekleşir.” denilerek öğrenicinin ilgisinin öğrenmede ne denli etkili olduğuna vurgu yapılmaktadır. Öğretmenin öğrencilerle verimli ve doğru diyalog kurması ve öğretmenin kendini sürekli yenilemesi konusu üzerinde durulmaktadır.

7. Bölüm: Yaratıcılık güçlü beyinle gerçekleşir. Beyin ise daha bilgili olmakla güçlenir. Özellikle soru sorma merakı üzerinde beyinin işlevselliği ve beyini nasıl kullanmak gerektiği üzerinde durulan bu bölümde vurgu, öğrenen ve öğrenmeyi merak eden öğrenci üzerinedir.

8. Bölüm: Verimli ders, öğretmenin bilgisinin yanında, derste kullanılan etkili öğretim metotları ile güçlenmektedir. Bu bölümde etkili bir fizik dersi nasıl anlatılır sorusunun cevabı kendisi de Fizik Öğretmeni olan İbrahim Arıkan tarafından örneklerle verilmektedir.

Yukarıda sıralanan sekiz bölümde, iyi öğretmenin, iyi öğrencinin, iyi öğrenmenin kısaca iyi eğitimin tarifi yapılmaktadır. Özellikle dikkat çekici örneklerle etkin bir eğitim modeli özetlenmektedir. Öğretmenin akıl defteri, konunun zorluğunu öğrenciye hissettirmemek, dersi kısa cümlelerle etkili bir şekilde anlatmak, öğretmenin hareketli ve enerjik olması, öğretmenin kendisini yenilemesi, teknolojiyi çok iyi kullanması, öğrencinin ilgisi, ilginin canlı tutulması gibi çok güzel önerilerde bulunulmaktadır.

Eğitim öğretimde talep, görüş ve çözüm önerilerini içeren bu çalışma, bu noktada önemli bir vazife görecektir. İnanıyorum ki bu önemli çalışma, hem kamuda çalışan öğretmenler için hem de özel sektörde çalışan öğretmenler için önemli bir kaynak olacaktır. Ülkemizin eğitiminin geleceğine ışık tutacaktır.

Eğitim bir milletin can damarıdır. Bugün, öğretmekten öte öğretilenin davranışa dönüşmesinde sorunlar yaşanmaktadır. İbrahim Arıkan’ın kitabında verdiği en önemli mesaj bu:

Eğitim bilgiyi davranışa dönüştürme sürecidir.

Bu amaç gerçekleşmedikçe bilgi, bilgiyi taşıyana ve topluma yük olmanın ötesine geçmeyecektir.

Bu eser vesilesi ile Dr. İbrahim ARIKAN’a Allah’tan rahmet dilerim.

 

Nuri KAYA

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

 

Author: Fatih
İsim: FATİH ŞAHBAZ Yaşadığı İl: İstanbul Yaşadığı İlçe: Üsküdar Meslek: T.Halk Bankası A.Ş.