Türkü

Bizde içe atılır dertler. Söylenmez ellere. Önce taşınmaz yük, soğna Türkü olur sinedeki dertler.

Dert mi arıyon?  Dert; insanımızın çorah tallaya dönmüş yüzlerinde, tıraşsız suratlarında, çökmüş avurtlarında, gırarmış sahallarında, daranmamış saçlarında, nasırlı ellerinde, düşmüş omuzlarında, bukülmüş bellerinde…

Dert mi arıyon? Dert; insanımızın yamalı pantullarında, rengi atmış elbiselerinde, soğukkuyu ayakkabılarında…

Dert mi arıyon? Dert; insanımızın susuz tallalarında, tanesiz ekinlerinde, iki üç garıh bahçelerinde, korelmiş tırpanlarında, toz toprak yollarında, gurumuş pınarlarında, gıcırdayan gağnılarında, gırık dokük düvennerinde, gara sabannarında,  at arabalarında, öbek öbek tezeklerinde, golsuz ganatsız seten taşlarında, toprah yığını harabe kerpiç damlarında, yıkık dökük ahırlarında, isli paslı idare lambalarında, çıralarında, kullüklerde eşinen tavuhlarında, odaya tüten saçkı sobalarında, yavan yaşıh yiyeceklerinde…

Dillendirdiklerin hisseddiklerin, hisseddiklerin yaşadıhlarındır. Ne yaşıyosan onu hisseden.  Ne hissediyosan onu dillendirin.

Türkü; insanımızın garipliğidir, perişannığıdır, zefilliğidir, yohsulluğudur, çaresizliğidir, yetimliğidir, oğsüzlüğüdür, fakilliğidir, yavan ekmeğe muhtaç oluşudur, muhanete el açışıdır, hasretidir, gavuşup tez ayrılışıdır, dermansız dertlere yahalanışıdır.

Türkü, sürmeli  yare gavuşamayıştır. Türkü, at üstünde guşlar gibi dönen yariyitiriştir. Türkü, onbeşinde yar sevip ellere sezdirmeyiştir. Türkü, git yarim sağlığınan deyip yar uğurlayıştır. Türkü, amansız hastalığa yahalanıp önünde incir ağacı olan hastaneye yatıştır. Türkü bugün ayrılığın günü mü ? diye soruştur. Türkü, yarin beline yeşil ayna dahınıp dahınmadığını merah ediştir. Türkü, Ağ Gelinin yayladan inişini bekleyişdir.

Türkü, örfümüzdür, töremizdir,  adetimizdir, göreneğimizdir, yaşayışımızdır.

Türkü, insanımızdır.

Türkü, biziz.

 

ADNAN KORKMAZ

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: yasin
İsim: YASİN ÜNLÜ Yaşadığı İl: Ankara Yaşadığı İlçe: Yenimahalle Meslek: İnşaat Teknikeri