1965 Yılı Yozgat Köy Envanter Etütleri Bize Ne Anlatıyor?

1960’lı yıllar… O zamanki adıyla Köy İşleri Bakanlığı “Köy Envanter Etüdleri” adını verdiği Türkiye’nin köylerini belli kriterler üzerinden inceleyen kapsamlı bir çalışma yürütmüş. Bakanlığın ilkini 1960 yılında Bingöl iliyle başlattığı serinin 39. kitabı 1968 yılında basılan “Köy Envanterlerine Göre Yozgat” adını taşıyor. 1968 yılında Yozgat’la birlikte 20 ilin daha kitabının basılması planlanmış. Diğer illere ait bilgilerin de müteakip yıllarda derlenerek basılması ve ikinci beş yıllık plan dönemi ortalarında Türkiye’deki bütün illerin Envanter Etüdü kitaplarının yayınının tamamlanması amaçlanmış. Bu amaca ulaşılmış mı bilemiyorum ama Bakanlık, “Köy Envanter Etüdü” başlığıyla 1981 yılında da benzer bir çalışma yapmış ve illerin tamamı için ayrı ayrı kitap basılmış.

Köy İşleri Bakanlığı’nın 92 numaralı yayını ve “Türkiye’de Köy Gerçekleri ve İhtiyaç Grupları Serisi”nin 34.sü olan “Köy Envanterlerine Göre Yozgat” kitabı, 1965 yılında gerçekleştirilen etüd çalışmasında elden edilen bilgilere dayanarak hazırlanmış. Sade bir tasarıma sahip olan kitabın arka kapağında “Köydeki Güçlükleri, Bilgiyle ve Beraberlikle Yenebiliriz.” cümlesine yer verilmiş. Dönemin Köy İşleri Bakanı H. Turgut Toker’in sunuş yazıyla başlayan kitaptaki tüm bölümlerin (tablolar vs. dahil) hem Türkçe hem İngilizce olması dikkat çekici. Bu çalışmanın hedef kitlesi kimdi ya da kimlerdi? Ülkenin iç işleriyle ilgili önemli veriler içeren bir resmi yayın hangi gerekçeye, hangi ihtiyaca binaen ya da hangi fayda umularak Türkçe-İngilizce yayınlanmıştı? Bir an için tersinden düşünsek; acaba İngiltere’nin ilgili bakanlığı böyle bir materyali Türkçe olarak yayınlar mıydı? Bu tercih, ülkemizde o döneme hâkim olan devlet anlayışının bir yansıması mı yoksa bir aşağılık kompleksinin dışa vurumu muydu acaba?

Bu tatsız (!) soruları bir kenara bırakarak kitabın içeriğine odaklanalım en iyisi! Kitabın “Açıklama” bölümü şöyle başlamış:

“Milli plan ve bölge planı hedef ve ilkelerini köysel alanda gerçekleştirmek için Türkiyemizdeki köy kaynak ve problemlerini bu alanda çok iyi bilmek, tabii ve fiziki, ekonomik ve sosyal bünyeyi tanımak gerekmektedir. Bu konularda temel bilgileri edinmek için yurdumuzda az sayıda dağınık çalışmalar mevcut bulunmaktadır.

Bunları bir arada derlemek, tahlil etmek ve değerlendirmek, çeşitli örgütler ve üniversitelerce yapılmakta olan ilgili araştırma ve analizlerle irtibatlandırmak, çok yönlü bilgiler elde etmek amacı ile köyle ilgili araştırma ve analizleri koordine ederek, bunları bir köysel alan araştırma analiz planı altında birleştirmek Köy İşleri Bakanlığının araştırma görevinin ana ilkelerindendir.”

Envanter çalışmasının arkasında yatan sebepler yukarıdaki gibi açıklandıktan sonra bu çalışmanın hangi amaçla kullanılacağı ve diğer ne tür faydalar umulduğu aşağıdaki gibi ifade edilmiş:

“Envanter incelemeleri yalnız kitap halinde yayınlanan bir çalışma olarak kalmayacak, hizmetlerimizin köy kademesindeki programlanması, planlanması ve projelendirilmesi işleri de bunlara dayanarak hazırlanacaktır.”

Takip eden “Giriş” bölümünde ise etütlerin gayesi biraz daha ayrıntılı olarak açıklanmış:

“Köy envanter etüdlerinden beklenen gaye, köylerin sosyal, ekonomik durumları ile arazi ve su kaynaklarını tesbit etmek, ileride yapılacak köy veya toplum kalkınma projelerinin hazırlanmasında lüzumlu donelere ait temel bilgileri toplamaktır. Diğer bir deyimle, kısaca köylerin bugünkü durumunu objektif olarak ortaya koymaktır, denebilir.”

Akabinde zikredilen şu önemli tespite de değinmekte fayda var:

“… köy kalkındırılmasının tek taraflı olmayacağı veya yalnız bir problemin değil, orada mevcut bütün problemlerin hepsinin birden ele alınıp halledilmesi ile mümkün olacağıdır.”

Bu çalışmayla arzu edilen bir diğer önemli gaye ise şöyle izah ediliyor:

“Bakanlığımızı bu yoldaki etüdleri yapmaya sevk eden sebep, toprak dağıtımı ve tarımsal yerleşimin belirli bir iskan ve köy kalkındırılması politikası ile yürütülmesi için, yurdumuzdaki muhtemel iskan sahalarının ve bunların özelliklerinin tesbiti zaruretinin duyulmasıdır.”

Yukarıdaki alıntılardan anlaşılacağı üzere; Bakanlık, önemli tespit ve ihtiyaçlardan hareketle oldukça anlamlı hedeflerle bu çalışmayı başlatmış; kendi ifadeleriyle ‘çok geç kalındığı’ öz eleştirisini de bir kenara not etmiştir. Bu etüdler sonucunda elde edilen bilgilerin ne oranda değerlendirildiğini, hedeflenen işlerin ne kadarının uygulamaya geçirildiğini tam olarak bilemesek de; bu yönde ortaya konan irade, harcanan emek, basımı gerçekleştirilen yayınlar 50 yıl öncesinin şartları göz önünde bulundurulduğunda başlı başına takdire şayandır.

Yukarıda değinildiği gibi ulusal çaptaki bu etüd çalışması ilerleyen dönemde bir kez daha tekrarlanmış ve tüm iller için ayrı birer kitap olmak üzere 1981 yılında tekrar yayınlanmıştır. 1981 versiyonu elimizde mevcut olmadığı için 1968 etüdlerinin sonuçlarıyla karşılaştırma imkânına sahip değiliz. 1981 sonrasında da bu türden kapsamlı çalışmalar yapıldığına dair bilgi sahibi değiliz. Gönül isterdi ki, ilgili bakanlık bu çalışmaları düzenli aralıklarla güncellesin; böylece, köylerimizin tarım, hayvancılık ve sosyo-ekonomik şartlar açısından gelişim-değişim ya da gerilemelerini somut ve objektif veriler üzerinden anlayabilelim ya da analiz edebilelim.

Etüdlerin nasıl ve hangi yöntemleri kullanarak yapıldığına da değindikten sonra Yozgat köy envanter etüdlerinin sonuçlarını bölümler bazında inceleyip, gerek gördüğümüz yerlerde güncel veri ve istatistiklerle karşılaştırarak bu sonuçların ne anlama geldiğini daha iyi anlamaya çalışacağız.

“Genellikler, arazi nevileri ve faydalanma şekilleri, su kaynakları (içme ve sulama suyu), nüfus durumu, sosyal bünye ve iş durumu, amme tesis ve hizmetleri olmak üzere 6 bölüm içinde 43 ana ve 220 sorudan oluşan bir anket aracılığıyla veriler toplanmış, elde edilen sonuçlar 52 tablo halinde özetlenmiştir.

Uygulama, her ilde görevlendirilen bir Köy Envanter Etüdü Grup Başkanlığı idaresinde bulunan ekipler tarafından, köyler birer birer gezilerek yapılmıştır. Ziraat Yüksek Mühendisleri veya tecrübeli Toprak Komisyonları Başkanlarının idaresi altında bulunan Köy Envanter Etüdü Başkanlıkları emrinde üçer ekip bulunmakta, illerin köy sayılarına ve çalışma devresine göre bunların adedi çoğalmaktadır.

Her ekip, yalnız istatistiki mahiyette bilgi toplamakla kalmayıp köyün tarımsal, ekonomik v.s. özellikleri ile problem ve potansiyelini görüp tesbit edebilmek için yine Ziraat Yüksek Mühendisi bir ekip başkanı ile lise tahsilinden sonra harita kursu görmüş ve Toprak Komisyonlarında çalışmış bir Harita Teknisyeni olmak üzere iki kişiden müteşekkildir.

Ekipler, arazi vasıtaları, çadır ve portatif karyola gibi her türlü kamp malzemesi ile teçhiz edilmiştir. Bu ekiplere aynı zamanda 1/25.000 ölçekli harita paftaları da verilmiştir.

Her ilin ekipleri, Grup Başkanının idaresinde, toplu olarak bir ilçeyi ele almakta ve bu ilçenin bütün köyleri tamamlandıktan sonra, hazırlanmış olan programa göre diğer ilçelere geçmektedirler.

Köylere ait il veya ilçe merkezlerinde bulunması gereken bilgiler tapu veya vergi kayıtları, eski senelerin nüfus sayımı sonuçları, kadastro çalışmaları ve bölgelere ait meteorolojik malumat vs. – daha evvel ilgili makamlardan temin olunarak, mahallinde bir daha kontrol edilmek üzere, anketteki yerlerine geçirilmektedir. Köylere gidilmeden evvel oraya ne günü gidileceğini bildirerek köy muhtarı, ihtiyar heyetinden bir kaçı ile köy ileri gelenlerinin ziyaret günü köyde bulunmaları temin olunmaktadır.

Köylerde yapılacak herhangi bir yerleşim için başlıca faktörler, toprak ve sudur. Bunun için, anketlerde bunlara hususi bir önem verilmiştir. Nerede, ne miktar boş veya ihtiyaçtan fazla ziraate elverişli arazinin bulunması muhtemel olduğunu ve bunların mülkiyet durumlarını bilmek ve yine nerede, halen ziraate elverişli olmayıp da, ne gibi bir ıslah ameliyesi ile ne kadar arazi kazanılabileceğini tesbit etmek ve bu araziden sulu şartlarda ne dereceye kadar faydalanmak kabil olduğunu belirtmek, köy envanter etüdlerinden beklenen en kıymetli neticelerdir.”

Yukarıda paylaşılan bilgiler bu işin bakanlık tarafından hangi ciddiyetle ele alındığını göstermesi bakımından önemlidir.

Yozgat köy envanter etüdleriyle elde edilen veriler/istatistikler 52 tablo halinde kitapta yayınlanmış; sonuçlar, kitabın sonunda bölümler halinde özetlenerek rakamsal verilerin okuyucu açısından daha kolay anlaşılması sağlanmıştır. Biz, takip eden bölümde, bu özetten alıntı yapmak yerine, incelediğimiz tablolardan hareketle kendi tespitlerimizi yaptıktan sonra güncel bazı istatistiklerle karşılaştırma yapacağız. Tablolardan bir örnek, fikir vermesi açısından aşağıda sunulmuştur.

 

1965 YOZGAT KÖY ENVANTER ETÜDLERİNİN ANALİZİ

 

Coğrafi/Topoğrafik Durum

Yozgat ilinin yüzölçümü 14,097 km2’dir. Lakin il ve ilçe merkezi sahaları etüde dâhil edilmemiştir. Bu sebeple toplam 13,141 km2 alan temel alınarak hesaplama yapılmıştır. O tarihte 9 ilçesi (Merkez, Akdağmadeni, Boğazlıyan, Çayıralan, Çekerek, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yerköy) olan Yozgat’ın yüzölçümü açısından en büyük ilçesi Merkez ilçe (2,032 km2), en küçük ilçesi ise Sarıkaya’dır (979 km2). Bu çalışmada topoğrafik durum “dağlık, yayla, ova, dalgalı” olmak üzere 4 arazi grubunda incelenmiş, Yozgat köy arazilerinin % 47’sinin dalgalı araziden oluştuğu tespit edilmiştir. Dağlık arazi oranı % 38’dir. Yani Yozgat köy arazisinin % 85’i dalgalı ve dağlık arazilerden oluşmaktadır. Dalgalı arazi oranı en yüksek ilçeler; Şefaatli (% 84) ve Boğazlıyan (% 75), dağlık arazi oranı en yüksek ilçeler ise; Çayıralan (% 73), Akdağmadeni’dir (% 64). Sorgun arazisinin % 45’i dalgalı, % 31’i dağlıktır. Sorgun, 185,225 dönümle (% 11) yayla arazisi en geniş ilçedir.

Etüdlerin yapıldığı tarihte Yozgat’ın köy sayısı 639’dur. Bugün ise beldeler hariç 572’dir. 639 köyün 159’u yamaçta, 151’i dağ/tepe eteğinde, 143’ü vadide, 99’u ovada ve 87’si sırtta konumlanmıştır. 603 köy orman dışında yer alırken, orman içinde ya da kenarında yer alan köylerin neredeyse tamamı Akdağmadeni ve Çayıralan’a bağlıdır. 176 köy su kenarında yer almaktadır. Sorgun’un 100 köyünden 32’si yamaçta 24’ü vadidedir.

İdari Durum

639 köyün 407’si ilçe merkezlerine, 232’si bucaklara bağlıdır. İle bağlı 9 ilçe dışında 11 bucak (Musabeyli, Osmanpaşa, Karamağra, Fakılı, Yenipazar, Çandır, Kadışehri, Mamure, Hasbek, Eymir, Salmanlı) bulunmaktadır. Bucakların bazıları sonraki yıllarda ilçe yapılmıştır. İlçeler bazında köy sayıları ise şöyledir: Merkez (103), Çekerek (103), Akdağmadeni (102), Sorgun (100), Sarıkaya (58), Yerköy (54), Şefaatli (44), Boğazlıyan (43), Çayıralan (32).

Sorgun’un 100 köyünden 87’si ilçe merkezine 13’ü ise o tarihte tek bucak olan Eymir’e bağlıdır. Sorgun’un bugün ise 74 köyü ve 7 beldesi vardır. Köy sayısının azalmasının başlıca nedeni ilçe sayısının 9’dan 14’e çıkması sebebiyle bazı köylerin diğer ilçelere bağlanmasıdır.

Fenolojik Durum

İlçeler bazında iklim farklarından dolayı ekim ve hasat zamanları il genelinde geniş bir zamana yayılmaktadır. Kışlık ekime başlama zamanı 1 Eylül-30 Aralık, hasat zamanı 5 Haziran-20 Ağustos; yazlık ekime başlama zamanı 1 Şubat-30 Mayıs, hasat zamanı 15 Haziran-1 Kasım tarihleri arasında değişmektedir.

Köy Yolları

639 köyün yarısından daha azında (315) stabilize yol bulunmaktadır. Köylerin 509’unda ham yol mevcuttur. Yol kalitesi açısından yolların % 61’i kötü olarak tasnif edilmiştir. Yolların % 85’i yaz ve sonbahar ayları dışında geçit vermemektedir.

Köylerdeki vasıta sayısı da incelenmiş köy başına 1 adetin biraz üzerinde (toplam 733 ad.) traktör bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, toplamda 291 remork, 20 otobüs, 47 kamyon olduğu kayda geçirilmiştir. Diğer vasıtaların sayıları 10’un altındadır. Traktör sayısının en yüksek olduğu ilçe 299’la Boğazlıyan’dır. Bir diğer ifadeyle Boğazlıyan’da köy başına ortalama 7 traktör bulunmaktadır.

Sorgun’un 100 köyünde toplam traktör sayısı 31 iken, Akdağmadeni’nin 102 köyünde toplamda sadece 3 traktör bulunmaktadır. Sayıların ilçeler bazında bu derece fark etmesi (eğer verilerde bir hata yoksa) oldukça ilginçtir. Bu durum kısmen köylerin arazi yapısı ile ilişkilendirilebilir ama arkasında başta sosyo-ekonomik olmak üzere birçok farklı faktör olması mümkündür.

Nüfus Durumu

Etüdlerde köylerin nüfusu 1945-1950-1955-1960-1965 nüfus sayımları karşılaştırılmak suretiyle incelenmiştir. Yozgat köy nüfusu, dönemler itibariyle incelendiğinde düzenli bir artış göstermektedir. 1945’te 247,988 olan Yozgat toplam köy nüfusu 15 yıl içinde % 40 artarak 1960’da 346,481’e ulaşmıştır. 1945’ten 1960’a her 5 yılda en az % 10 büyüyen toplam köy nüfusu 1960’tan 1965’e belirgin bir oranda yavaşlayarak sadece % 4 artmıştır.

1950’li yıllara kadar Yozgat il genel nüfusunun % 90’ından fazlası köylerde yaşamaktadır. Bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyretmektedir. Örneğin 1950 nüfus sayımı verilerine göre Türkiye nüfusunun % 75’i köylerde yaşarken bu oran Yozgat’ta % 90’dır.

Türkiye genelinde köylerde yaşayan nüfusun oranı 1960’larla birlikte – şehirleşme ve göçe bağlı olarak – hızla azalmış; buna mukabil köy nüfusu 1980’lere kadar düşük oranda da olsa artmaya devam etmiştir. 1980 nüfus sayımı sonuçlarına göre Yozgat köy nüfusu 380,136’yla en yüksek seviyesine ulaşırken toplam nüfustaki (504,433) payı % 75’e düşmüştür. 1945’ten 1960’a % 40 büyüyen Yozgat köy nüfusu 1960’tan 1980’e 20 yılda sadece % 10 artmıştır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine geçilen 2007 yılına gelindiğinde Yozgat köy nüfusunun % 50’nin altına gerileyerek 226,596’ya düştüğü; 2017 sonu itibariyle ise 149,316’ya indiği görülmektedir. Güncel verilere göre Yozgat nüfusunun sadece % 36’sı köylerde yaşamaktadır. Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımında (1927) dahi Yozgat köy nüfusunun 190,602 olduğunu not edersek köy nüfusunun nereden nereye geldiğini çok daha net anlamış oluruz.

Etüdlere tekrar dönecek olursak; 1945’ten 1965’e 20 yılda Yozgat köy nüfusu yaklaşık % 46 artmış; artış oranı en yüksek ilçe % 67 ile Boğazlıyan, en düşük ilçeler ise % 37 civarı artışla Çayıralan ve Sorgun olmuştur.

1965 itibariyle köy nüfusu en büyük ilçenin 59,064 ile Yozgat olduğu, onu 55,820 ile Sorgun’un takip ettiği görülüyor. Bu sıralama 1945’ten beri değişmemiş. 1965’te il geneli köy nüfusu yoğunluğu km2’ye 27.5 kişi iken; Sorgun 33,4 kişiyle nüfus yoğunluğu en yüksek ilçe, Yerköy 16.8 kişiyle en düşük ilçe konumundadır.

Nüfusun yaş grubu istatistiklerine baktığımızda genç nüfusun oranı dikkat çekiyor. 0-14 yaş grubu nüfus, 1965’te nüfusun % 45’ini teşkil ediyor. Aktif nüfus olarak kabul edilen 15-64 yaş grubu nüfusun % 52’sini; 65 yaş üstü ise sadece % 3’ünü oluşturuyor. 65 yaş üstü nüfusun erkeklerde % 2’nin dahi altında olduğu bir diğer dikkat çeken istatistik. Bugünkü verilere göre, il genelinde 0-14 yaş grubu nüfus % 22’nin altına düşerken, 65 yaş üzeri nüfus % 12’ye yükselmiş. Köylerde ise 65 yaş üstü grubu nüfus oranın daha yüksek, buna mukabil 0-14 yaş grubu nüfus oranının ise daha düşük olduğu kuvvetle muhtemeldir.

Doğum ve ölüm oranları, il köyleri genelinde sırasıyla % 5.3 ve % 1.9’dur. Doğum oranının ölüm oranının yaklaşık 3 katı olduğu görülmektedir. Sorgun’da doğum oranı (% 5.6) il ortalamasının üstünde; ölüm oranı (% 1.5) il ortalamasının altındadır. Sorgun ölüm oranı en düşük ilçedir.

1965 itibariyle erkek/kadın nüfusu oranı % 52/48’dir. Erkek/kadın nüfusu ilçeler detayında incelendiğinde tüm ilçelerde erkek nüfusu daha fazladır. Bugün ise Yozgat köylerindeki kadın nüfusu erkek nüfusunu geçmiş durumdadır.

1965 etüdlerine göre, il genelinde ortalama köy nüfusu 565 kişidir. Ortalama köy nüfusu en yüksek ilçeler sırasıyla Çayıralan (990) ve Boğazlıyan’dır (971). Sorgun, köy nüfus yoğunluğu en yüksek ilçe olmasına rağmen, ortalama köy nüfusu açısından (558) bu ilçelere göre oldukça gerilerdedir. 2017 verilerine bakarsak – beldeler hariç – Sorgun ilçesi köylerinin ortalama nüfusu son 50 yılda % 70 oranında azalarak köy başına 171 kişiye kadar düşmüş durumdadır. Yozgat geneli tablosu da bundan çok farklı değildir.

Kültür Arazisi Durumu

1965 etüdlerine göre Yozgat’ın 13,141,404 (13,141 km2) dönüm arazisinin 12,410,104 dönümü yani % 94.4’ü kültüre elverişli arazilerden oluşmaktadır. Çayıralan ilçesi arazisinin % 100’ü kültüre elverişliyken, Merkez ilçede bu oran % 88’e düşmektedir. Sorgun % 92.6 ile ortalamanın altında kalmaktadır.

Kültüre elverişli araziler; “bağ-bahçe, mer’a, orman, tarla, ağaçlık ve sebze bahçesi” olarak tasnif edilmiştir. Tarla arazileri, il geneli kültür arazisinin % 64’ünü teşkil etmekte; bunu sırasıyla orman (% 19) ve mer’a (% 15) takip etmektedir. Oransal olarak tarla arazisi en yüksek ilçeler Şefaatli (% 86) ve Boğazlıyan (% 81); en düşük ilçeler ise Akdağmadeni (% 36) ve Çayıralan’dır (% 40). Bu oranlardan da tahmin edileceği üzere Akdağmadeni (% 51) ve Çayıralan (% 50) orman arazi oranı en yüksek ilçelerdir. Orman arazisi en düşük ilçeler ise Yerköy (% 4), Sarıkaya (% 7) ve Merkez ilçedir (% 7). Buna mukabil Yerköy (% 32) mer’a arazisi oranı en yüksek ilçedir. Çayıralan ilçesi ise mer’a arazisi (% 8) en düşük ilçedir. Sorgun arazisi % 77 tarla, % 11 mer’a ve % 10 orman şeklinde dağılmaktadır. Anlaşılacağı üzere, arazi çeşitlerinin dağılımı ilçeler bazında büyük değişiklik arz etmektedir. Yozgat genelinde kültüre elverişli olmayan arazilerin büyük kısmı taşlık (% 63) ve kayalık (% 32) arazilerden oluşmaktadır.

2017 verileriyle, Yozgat ili kültür arazisi toplam alanı % 12 civarı azalarak 11,059,700 dönüme düşmüştür. Arazinin dağılımına baktığımızda ise tarla % 42 (1965’te % 64), orman % 19 (1965’te de % 19), mer’a % 17 (1965’te % 15) ve % 21 diğer olarak hesaplanmış. Fark edileceği üzere – orman, mer’a arazi oranları 50 yılda çok değişmese de – tarla arazisi ciddi oranda küçülmüş durumdadır.

1965 envanteri sonuçlarına göre, Yozgat’ın 639 köyünde toplam 76,164 çiftçi ailesi yaşamaktadır. Bu da köy başına 119 aile anlamına gelmektedir. Çayıralan’ın 32 köyünde 6,115 çiftçi ailesi; köy başına 191, Boğazlıyan’ın 43 köyünde 7,841 çiftçi ailesi; köy başına 182 çiftçi ailesi yaşarken, köy başına en düşük çiftçi ailesi ortalaması 78 aile ile Yerköy’dedir. Sorgun ortalaması ise 128’dir.

Vergi kayıtlarına göre 3,604,528 dönüm olan – mer’a ve orman hariç – kültür arazi büyüklüğünün envanter çalışmaları sonucunda 8,151,709 dönüm olduğu tahmin edilmektedir. Bu da ciddi bir farka tekabül etmektedir. Buna göre, vergi kayıtlarına göre aile başına 47 dönüm olan arazinin gerçekte 107 dönüm olduğu tahmin edilmektedir. İl genelinde kültüre elverişli boş hazine arazisi ise 71,751 dönüm olarak hesaplanmıştır.

Ziraat Sistemi ve Nadas Durumu

Köylerde uygulanan ziraat sistemleri; “kıraçta kuru, tabanda kuru ve sulu” olmak üzere 3 grup halinde tasnif edilirken, envanter sonuçlarına göre Yozgat köylerinde yaklaşık % 87 oranında kıraçta kuru sistemi uygulandığı tespit edilmiştir. Kıraçta kuru sistemi en çok Şefaatli’de (% 96), en az Sorgun’da (% 54) uygulanmaktadır. Sorgun’da tabanda kuru sistemi % 43 oranında uygulanırken bu sistemde il ortalaması % 9’dur. İl genelinde sulu tarla ziraati oranı yalnızca % 4’tür. İl genelinde kuru ziraatte arazinin nadasa bırakılma oranı % 97.5’tir.

Yetiştirilen Başlıca Ürünler

İl genelindeki 639 köyün 626’sında buğday, 6’sında patates, 3’ünde nohut, 3’ünde çavdar ve 1’inde de mısır yetiştirilmektedir. Yetiştirilen buğday türleri – mahalli isimleriyle – Germir, Sivas, Üreyik, Örmece ve Sarıbursa’dır. Buğdayda dönüm başına alınan mahsül uygulanan ziraat sistemine göre 20-400 kg. arasında değişmektedir. Sorgun’un 100 köyünde de ağırlıklı olarak Sarıbursa türü buğday yetiştirilirken, dönüm başına alınan mahsül 25-240 kg. arasındadır.

İl genelinde en çok yetiştirilen bağ-bahçe ürünü ise üzümdür. 639 köyün 402’sinde üzüm yetiştirilmektedir.

Günümüze geldiğimizde ise Yozgat buğdaydan ziyade yeşil mercimek üretimiyle öne çıkmaktadır. 2017 yılı TÜİK verilerine göre, Yozgat yeşil mercimek üretiminde Türkiye’de birinci, şeker pancar üretiminde ikinci, buğday üretimindeyse beşinci sıradadır.

Kullanılan Saha ve Hacim Ölçüleri

50 yıl gibi yakın denecek bir geçmişte kullanılan alan ve hacim ölçülerinin çeşitliliği ve bunların aynı il sınırları içerisinde bile yöreye göre çok farklı karşılıklarının olması burada bahse değer. Örneğin 1000 m2 karşılığı olarak dekarla birlikte kullanılan dönümün yanında şinik (Sorgun bölgesinde daha çok hacim ölçüsü olarak kullanılmaktadır), evlek, rupla, urupla gibi benzer ölçü birimlerinin kullanıldığını öğrenmekteyiz. Dönümün ilçeye göre 700’den 4000 m2’ye kadar farklı ölçülerde kullanılması bugün bize oldukça kafa karıştırıcı gelmektedir. Yukarıda değindiğimiz hem alan hem hacim ölçüsü olarak kullanılan şinikin nispeten daha standart bir kullanım aralığı var: 7.5-8 kg. Şinik gibi urupla da hem alan hem de hacim ölçüsü olarak kullanılmış. Alan ölçüsü olarak 200-1000 m2 karşılığı kullanılan urupla hacim ölçüsü olarak 16 kg.’ye karşılık gelmekte.

Belli Başlı Tarım Aletleri ve Gübreleme

1965 yılında il genelinde toplam 22,380 karasaban, 22,761 kağnı arabası, 20,647 pulluk, 741 traktör ve 207 biçer döver bulunduğu kayda geçirilmiş. 444 köyde gübre kullanılırken 195 köyde kullanılmadığı tespit edilmiş. Sorgun’un 100 köyünde toplam 4,681 kara saban, 3,432 pulluk, 30 traktör, 3 mibzer ve 2 traktör mevcut. Elde edilen verilere göre tarımda makineleşme Boğazlıyan ilçesinde diğer ilçelerin çok ilerisinde olduğu görülüyor.

Mer’a ve Canlı Hayvan Durumu

1965 yılında il genelinde toplam 1,925,845 dönüm araziye yayılmış 1,470 mer’a bulunmaktadır. Canlı hayvan adedi; 168,700 büyükbaş, 568,597 küçükbaş olarak kaydedilmiş.

Güncel (2017) rakamlar ise şöyle: Büyükbaş hayvan; 230,000, küçükbaş hayvan; 355,000.

Sorgun özelinde baktığımızda, 1965’ten 2017’ye; büyükbaş hayvan sayısı 23,194’ten 26,939’a yükselirken; küçükbaş hayvan sayısı 62,767’den 27,200’e düşmüş. Verilerde açıkça gösteriyor ki, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği hem Sorgun, hem de il düzeyinde ciddi şekilde azalmıştır.

Bir Çiftçi Ailesine Düşen Birimler

Yukarıda da değindiğimiz gibi, Yozgat’ın toplam 639 köyünde 1965 yılı itibariyle 76,164 çiftçi ailesi yaşadığı tespit edilmiştir. Toplam nüfusu bu sayıya böldüğümüzde aile başı nüfus ortalaması 4,7 kişi oluyor. Aile başı nüfusun en yüksek olduğu ilçe Sarıkaya (5.4), en düşük olduğu ilçe Çekerek’tir (4.2). Sorgun, aile başı nüfusu 4.3’le en düşük ikinci ilçe.

Toplam kültür arazisi üzerinden yapılan hesaba göre, aile başına ortalama 105 dönüm tarla, 25 dönüm mer’a düşüyor. Aile başı tarla büyüklüğü bakımından Yerköy (186 dönüm) birinci, Boğazlıyan (179) ikinci sırada. Aile başı tarla büyüklüğü en az olan ilçe Akdağmadeni (21 dönüm). Rakamlardan da anlaşıldığı gibi, Yerköy’de aile başı tarla büyüklüğü Akdağmadeni’nin neredeyse 9 katı. Önceki bölümlerde de değindiğimiz gibi bu durumun temel sebebi Yozgat arazi yapısının ilçeler bazında ciddi farklılıklar göstermesidir. Yerköy mer’a arazisi açısından da aile başı en yüksek ortalamaya sahip (93 dönüm). Aile başı en küçük mer’a arazisi ise Sorgun’da (14 dönüm). Sorgun, aile başı tarla büyüklüğü (93 dönüm) açısından da Yozgat ortalamasının altında kalıyor.

Aile başına büyükbaş hayvan sayısı 2.2 iken küçükbaş hayvan sayısı 7.5. Aile başı büyükbaş hayvan sayısı en yüksek ilçe 2.5 ile Sarıkaya, en düşük ilçe 1.8 ile Sorgun. Aile başına küçükbaş hayvan sayısı açısından da Sorgun (4.9), Çekerek’in (3.8) ardından sondan ikinci sırada. Bu alanda Yerköy 17 küçükbaş hayvanla ilk sırada. Aile başına hayvan sayısının ilçe bazındaki mer’a büyüklüğüyle doğru orantılı olduğu anlaşılıyor.

Topraksız Aile Durumu

Yozgat’ın 639 köyünde toplamda 77,074 aile yaşarken, önceki bölümlerde belirtildiği gibi bu ailelerin 76,164’ü, yani % 99’u çiftçi ailesi. Köylerdeki toplam hane sayısı ise 59,373. Bu durumda köy başına ortalama hane 93 oluyor. Boğazlıyan (155) ve Çayıralan (150) köy başına hane ortalaması en yüksek ilçeler. Yerköy (64) ve Akdağmadeni (77) ise hane ortalaması en düşük ilçeler. Sorgun, köy başına 97 haneyle Yozgat ortalamasının biraz üstünde yer alıyor.

Topraksız aile sayısı/oranı da oldukça yüksek diyebiliriz. İl genelinde tespit edilen topraksız aile sayısı 22,300. Bu da demek oluyor ki çiftçilik yapan ailelerin % 29’unun kendine ait toprağı yok. Topraksız çiftçi ailelerinin 21,053’ü (% 94’ü) tarım işçisi statüsünde. Çok az bir kısmı ise ortakçı ve kiracı konumunda. Diğer yandan, toprak komisyonunun yaptığı uygulama çalışmaları neticesinde 4,337 aileye toplamda 372,573 dönüm toprak dağıttığı bilgisi mevcut.

Topraksız aile oranının en yüksek olduğu ilçe % 38’le Çayıralan. Komşu ilçesi Sarıkaya ise % 19’la en düşük olduğu ilçe. Sorgun’daki topraksız aile oranı il ortalamasının üstünde (% 32).

İl genelinde, köyde arazisi olup başka yerde oturan aile sayısı 2,510. Bu da toplam aile sayısının sadece % 3’üne karşılık geliyor. 639 köyün 341’inde bu türden aile var.

İçme, Kullanma ve Sulama Suyu Durumu

1965 etüdlerine göre 639 köyün 628’inde içme suyu mevcut. İçme suyu olmayan 11 köyün 5’i Şefaatli, 4’ü ise Çekerek’e bağlı. İçme suyu 504 köyde çeşmelerden, 199 köyde kuyulardan 36 köyde ise kaynak sularından temin ediliyor. Sorgun’un 100 köyünde çeşme, 30 köyünde kuyu mevcut.

Etüdler sonucunda içme suyu bulunan 628 köyün 494’ünde su azalması tespit edilirken 333 köyde yeterli içme suyu olmadığı kayda geçirilmiş. Bu köylerden 311’inde kaynaktan su getirerek ihtiyacın karşılanmasının mümkün olduğu belirlenmiş. 628 köyün 596’sında içme suyu aynı zamanda kullanma suyu olarak değerlendiriliyor. İçme suyunun diğer amaçlarla kullanılmadığı köylerden 26’sı dere sularından faydalanırken 8 köy ise taşıma yapıyor.

639 köyün 284’ünde sulama suyu bulunurken 355’inde bulunmamaktadır. Sulama suyu ağırlıklı olarak dereden arkla getirilmektedir.

İktisaden Bağlı Olunan Merkezler ve Kooperatif Durumu

O dönem itibariyle köyler, genellikle civar ilçelerle iktisadi ilişkide bulunmaktadır. 382 köy alım merkezi olarak ilçelere bağlıyken, satış merkezi olarak ilçeleri tercih eden köy sayısı 398’dir. Bu ilçelerin bazıları – Zile, Alaca, Sungurlu, Yıldızeli gibi – Yozgat’a bağlı olmayan ilçelerdir. İktisaden il merkezlerine bağlı köy sayısı ise alım merkezi bakımından 93, satış merkezi bakımından 48’dir. Alım merkezi olarak Yozgat’a bağlı köy sayısı 65 iken Kayseri’ye bağlı köy sayısı 27’dir. Buna mukabil satış merkezi olarak Kayseri’ye bağlı köy sayısı sadece 1’dir. Diğer 47 köy Yozgat Merkez’le ilişkidedir. İl ve ilçe merkezleri dışında köylerin bir kısmı civar bucak ve köyleri iktisadi merkez olarak kullanmaktadır.

Sorgun ilçe merkezi, bağlı köyleri için daha çok satış yaptıkları iktisadi bir merkezdir. 100 köyün 87’sinin satış yaptığı yer Sorgun’dur. Buna karşın, alım merkezi olarak Sorgun’u tercih eden köy sayısı 68’dir. 23 köy ise alım merkezi olarak Doğankent’le irtibatlıdır. Sorgun köylerinin iktisaden ilişkide olduğu diğer merkezler Sarıkaya, Şefaatli, Çekerek, Eymir, Aydıncık ve Esenli’dir.

1965 itibariyle Yozgat köylerinde pazar kurulması istisnai bir durumdur. 639 köyün 627’sinde pazar kurulmamaktadır. Sorgun’un pazar kurulan köy sayısı sadece 2’dir.

Köylerin yalnızca % 4’ünde (26 köy) Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır. Buralardan kredi kullanan kişi sayısı 19,769’dur. Ziraat Bankasından kredi kullanan kişi sayısı ise 40,076’dır.

Din, Okuma Yazma ve Okul Durumu

639 köyün sadece 12’sinde Gayri Müslim (Hristiyan) nüfusa rastlanmaktadır. Bu köylerde yaşayan Hristiyan nüfus oranı % 0.1 ile % 15 arasında değişmektedir. Bir başka ifadeyle, o tarihlerde Yozgat’ın, tamamı ya da çoğunluğu Gayri Müslimlerden oluşan köyü bulunmamaktadır. Gayri Müslim nüfus bulunduran 12 köyün 5’i Sarıkaya’ya, 3’ü Boğazlıyan’a, 3’ü Şefaatli’ye ve 1’i de Merkez ilçeye bağlıdır.

1965 verilerine göre köylerde yaşayan nüfusun yalnızca % 25’i okuma yazma bilmektedir. 0-6 yaş grubu hariç tutulursa bu oran % 43’e çıkmaktadır. Okuma yazma oranı en yüksek ilçe Boğazlıyan (% 35), en düşük ilçe ise Merkez ilçedir (% 17). Sorgun’un köylerinde okuma yazma oranı % 29’la il ortalamasının üstündedir.

Okuma yazma oranı son 50 yılda oldukça yükselmiştir. Köylerdeki mevcut duruma dair elimizde bir veri yok, lakin Yozgat il genel nüfusunun % 95’i artık okuma-yazma biliyor.

1965 verilerine göre 639 köyün 480’inde (% 75) ilkokul mevcuttur. Bu köylerdeki öğretmen sayısı ise 971’dir. Yani, okul bulunan köy başına yaklaşık 2 öğretmen düşüyor. Köylerdeki toplam öğrenci sayısı 50,296. Okul başına ortalama 105 öğrenci mevcudu var. Öğrencilerin % 68’i erkek, % 32’si kız. Okul olmayan 159 köyün bir kısmından diğer köylere sayıları az da olsa ulaşım imkânları elverdiği ölçüde öğrenci gidiyor. Sorgun’un 100 köyünden 85’inde ilkokul bulunuyor. Toplam öğretmen sayısı ise 129. Sorgun’un köyleri okul başına düşen öğretmen sayısı açısından ortalama 1.5 öğretmenle Yozgat ortalamasının oldukça altındadır.

İlkokul sonrası eğitim oranı – tahmin edileceği üzere – oldukça düşüktür. 423 köyün ilkokul sonrası eğitime devam eden öğrencisi olsa da toplam öğrenci sayısı sadece 3,404’tür. Oransal olarak ifade edecek olursak ilkokul üzeri öğrenci sayısı ilkokula devam eden öğrenci sayısının yalnızca % 7’sine karşılık gelmektedir. Köylerden üniversiteye devam eden öğrenci sayısı 171’dir. Bu da köy başına 0.27 öğrenci anlamına geliyor. Köylerinde üniversite öğrencisi en fazla olan ilçe 53 kişiyle Çayıralan iken, Çekerek ve Yerköy’ün 2’şer üniversite öğrencisi vardır. Üniversite öğrencilerinin % 30’undan fazlası Çayıralanlı’dır. Sorgun’un köylerinin üniversite okuyan öğrenci sayısı ise 24’tür.

Sosyal Amme Tesis ve Hizmetleri

1965’te 639 köyün sadece 2’sinde Sağlık Merkezi, 3’ünde Ana Sağlık Merkezi, 4’ünde gezici sağlık memuru ve 14’ünde ebe mevcuttur. Sadece 1 köyde gezici hayvan sağlık memuru bulunmaktadır. 3 köyde el sanatları kursu, 2 köyde gezici dikiş kursu vardır. Bunun yanında köylerin 44’ünde kahvehane, 86’sında berber, 96’sında motorlu değirmen, 18’inde karakol, 548’inde cami, 240’ında bakkal, 8’inde köy odası, 13’ünde telefon, 5’inde köy kitaplığı, 62’sinde selektör, 8’inde fırın, 52’sinde daimi su değirmeni, 145’inde mevsimlik su değirmeni bulunduğu kayda geçirilmiştir.

Sorgun’un köylerinde sayısal açıdan öne çıkan istatistikler; 85 köyde cami, 45 köyde bakkal, 22 köyde motorlu değirmen, 15 köyünde selektör, 5 köyünde kahvehane, 3 köyünde karakol ve 3 köyünde telefon şeklindedir. Sorgun’un köylerinde o tarihler itibariyle herhangi bir sağlık kurumu ya da gezici sağlık memuru bulunmamaktadır. Sadece 3 köyünde ebe bulunduğu kayda geçmiştir.

Köy Kanunlarına göre kurulu köy birliği sayısı il genelinde yalnızca 2’dir ve ikisi de Yerköy’dedir.

Köy bütçelerinden köy muhtarları, köy koruyucuları, köy kâtipleri ve köy imamlarının aylıkları ödenmektedir. Kitaptaki tablolarda ilçeler bazında bahsi geçen görevlilere ödenen meblağlar belirtilse de değerlerin parasal karşılığını günümüze indirgeme imkânımız olmadığı için bu rakamlara yer vermeyeceğiz.

Bu bölümde değineceğimiz dikkate değer son istatistik salma ve imece yapılan köy sayısıdır. Belirtilen tarihte 639 köyün 619’unda salma yapılırken, imece yapılan köy sayısı 475’tir. Sorgun’un köylerinin tamamında salma, 58’in de ise imece yapılmaktadır.

Yapı Tarzı

Köylerdeki yapıların % 58’i kerpiç, % 42’si taştandır. Kerpiç yapı oranı en çok Boğazlıyan (% 83) ve Şefaatli köylerindeyken, bu yapı tipinin en az bulunduğu (% 14) köyler Akdağmadeni ilçesine bağlıdır. Akdağmadeni köylerindeki yapıların % 86’sı taş yapıdır. Çayıralan da bu yapı tipinin yüksek olduğu bir diğer ilçedir (% 74). Taş yapının oransal olarak en düşük olduğu köyler Boğazlıyan’da ( % 17). Sorgun’un köylerinde inşa edilen yapıların % 70’i kerpiçten yapılmış. Taş binaların oranı ise % 30. Oranların gösterdiği gibi, Yozgat köylerinde kerpiç ve taş dışında yapı tarzı nadir. Yapıların % 97’sinin dam şekli düz iken, dam örtüsü çok büyük oranda topraktır. 65 köyde dam örtüsü olarak Marsilya kiremidi kullanılmıştır. Bu dam örtüsü tipinin en çok kullanıldığı köyler Boğazlıyan’dadır. Sorgun’un sadece 2 köyünde Marsilya kiremidi kullanıldığı kayda geçirilmiştir.

İnşaat malzemesi bulunan köyler incelendiğinde; 263 köyde taş ocağı, 250 köyde kum ocağı, 102 köyde ise çakıl ocağı mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bunların yanında 24 köyde ağaç kereste, 23 köyde kireç ocağı bulunmaktadır. Sorgun’un köylerinin 53’ünde taş ocağı, 42’sinde kum ocağı, 14’ünde çakıl ocağı ve 3’ünde de kireç ocağı mevcuttur.

Köylerde toplam 793 adet duvarcı, 282 marangoz, 114 demirci, 93 taşçı ve 38 kuyucu bulunmaktadır. Sorgun, duvarcı (167), marangoz (74), demirci (30) ve taşçı (28) sayısının en fazla olduğu ilçelerin başında gelmektedir.

Isınma ve Pişirme Şekilleri

O yıllar itibariyle köylerde en yaygın kullanılan yakıt türü tezektir (511 köy). Saman 411 köyde, odun 263 köyde kullanılmaktadır. Kömür kullanımı ise çok düşüktür ve sadece 21 köyde yakıt olarak kullanılmaktadır. Bu köylerin çoğunluğu Şefaatli ve Yerköy’e bağlıdır. Sorgun’un köylerinde kömür kullanımına o tarihlerde henüz rastlanmıyor.

En yaygın ısınma aracı sobadır. Köylerin neredeyse tamamında (631) soba kullanılırken, onu sırasıyla ocak (301 köyde) ve tandır (122 köyde) takip etmektedir.

Yemek pişirme usulleri köy sayılarına göre sırasıyla; ocak (626), tandır (430), saç (333) ve gaz ocağı (270). Ocak, tandır ve saç kullanımı Sorgun’un köylerinde de çok yaygındır.

Ekmek tiplerinden en yaygını tahmin edilebileceği gibi yufkadır. 617 köyde yufka, 299 köyde bazlama yapılmaktadır. Somun ekmek yapılan köy sayısı ise sadece 77’dir ve bu ekmek türü yaygın olarak Akdağmadeni’nin köylerinde (23 köy) yapılmaktadır. Sorgun’da ise sadece 1 köyde somun ekmek yapılmaktadır.

Işıklandırma ve Radyo Durumu

Gaz lambası 639 köyün 638’inde mevcuttur. Onu sırasıyla kandil (554 köy), gemici feneri (267 köy) ve löks (124 köy) takip etmektedir. Elektrik sadece 2 köyde vardır. Bu köylerden biri Boğazlıyan’da diğeri ise Yerköy’dedir.

1965’te toplam 623 köyde 11,473 radyo mevcuttur. Sorgun’un da 100 köyünden 99’unda radyo vardır. Toplam radyo sayısı ise 1,304’tür. Sorgun’da köy başına ortalama 13 radyo düşerken, il ortalaması köy başına 18 adetir. Radyo adedi en çok Boğazlıyan’dadır (2,465). Burada köy başına düşen radyo sayısı 57 adettir.

SONUÇ

Etüdlerden elde edilen istatistiklerden yukarıdaki türden daha birçok analiz yapmak mümkündür. Fakat, bu yazıyı en önemli gördüklerime değinmekle sınırlamak istedim.

Bu etüdler üzerinden Türkiye’nin köylerinin bir anlamda röntgenin çekilmesi ve elde edilen son derece değerli bilgilerin yazılı materyal halinde somutlaştırılmış olması çok önemlidir. Gönül isterdi ki, ilgili bakanlık bu çalışmaları düzenli olarak yapmaya devam etsin ve bu sahadaki değişim ve gelişim dönemler itibariyle takip edilebilsin. Gelin görün ki, 1981 yılında yapılan çalışma dışında bu faaliyet yenilenmemiş, yenilendiyse de şahsen böyle bir bilgiye ulaşamadım. Sebebini bilemiyorum ama – eskiye nazaran imkânlar her açıdan çok gelişmişken – bu işten vazgeçilmesi ülke adına önemli bir eksiklik ve kayıptır. Bunun ihmal edilmesi, ülke olarak tarım, hayvancılık başta olmak üzere köy olgusuna bakışımızdaki değişimin bir yansıması mıdır, diye sormadan edemiyor insan. Bunu söylerken, bu çalışmaya konu bazı araştırmaların artık TÜİK tarafından düzenli olarak yapılarak sonuçlarının dijital ortamda yayınlanıp arşivlenerek ilgililerin istifadesine sunulduğu gerçeğini göz ardı etmiyorum, fakat yeterli de görmüyorum. Köylerin içinde bulunduğu durumu, göç olgusunu, tarım ve hayvancılık sahasında yaşadığımız sorunları daha doğru anlamak adına 1960’lardaki örnekte olduğu yerinde yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu yöntem, eminim ki bu meselelere bakış açımızı ve sorunları kavrama düzeyimizi değiştirecek; tespit edilen eksiklik ve aksaklılara dönük daha esaslı ve gerçekçi çözümler üretme olanağı sağlayacaktır.

Aslına bakılırsa, tarımsal üretimin kayda alınması ve bu vesileyle başka birçok verinin toplanması bizde çok eskilere dayanan bir devlet alışkanlığıdır. Osmanlı döneminde vergilendirme amacıyla yapılan tahrir çalışmaları bunun en güzel örneklerinden biridir. Osmanlı Tahrir Defterleri farklı sahalarda çalışan bilim adamları için bugün birer hazine değerindedir. Bu defterler sayesinde geçmiş dönemler hakkında mali, iktisadi, zirai, siyasi ve sosyolojik vb. birçok analiz yapmak mümkün olabiliyor. Temennim, bu geleneğin günümüz şartlarında uygulanarak, geleceğe aktarılmasıdır.

Abdullah ALPAYDIN

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: Yönetici