Bir Vefa Örneği: Rauf Yücel

Sorgun merkezli iki kitap. Ve bir kişinin ürünü. Belki Sorgun tarihinde bu dalda bir ilktir. Ömrünün büyük bölümünü Sorgun dışında geçiren, farklı ülkelerde bulunmuş, Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşamış bir kişiden iki önemli eser. Bu bir vefa örneğidir. Doğduğumuz topraklar ancak böyle bir vefa örneği ile gelişir. Beyinler, doğduğu diyarlara geri döndüklerinde, gittikleri anlar gibi olamayacak. Kazanımlarını getirecekler. Bu topraklarda yaşayan insanların faydasına sunacaklar. Böyle bir vefa seferberliğini bütün meslek dallarında olduğunu hayal ettiğimizde ortaya çok farklı bir Sorgun çıkacaktır.

Rauf Hocamın her iki eserini de okudum. Ama ilk cildin tadı farklıydı.

Birinci kitap, kendi içinde yaşanmışlıklardan hareketle bir kurguyu barındıran bir yapıttı. Aile içi dengeleri, komşu ilişkileri ve gündelik yaşantıyı çok iyi bir anlatımla bizlerin istifadesine sunmuştu. İçinde bize ait duygulardan çokça bahsedilen birinci ciltte, özellikle komşu ve akraba ilişkilerinden ve memleketimizde yaşanılanlardan çokça bahsediliyordu.

Yaşadığımız mekânların bir zamanki hali insanı çok farklı duygulara sevk etmektedir. Ve bütün bunların, bir edebiyatçı yazardan farksız bir dille anlatımı, bir Sorgunlu olarak gurur vermektedir.

İkinci kitap daha çok, hocamın kendi deyimiyle “olgunlaşma dönemi” nin yaşandığı yılları kapsamaktadır. Üniversite yılları, akademik çalışmalar ve meslek hayatı…

90’lı yılların başında üniversite hayatına başlamış bir kuşağın yaşadıkları ile hocamızın yaşadıkları arasında çok az benzerlikler bulunmaktadır. Bu sayede hızla gelişen bir Türkiye örneğini de görmüş olmaktayız.

Kitapta geçen yerler ve kişileri tanıyor olmayışımdan dolayı zorlandım. Ancak birkaç gün dahi olsa Sorgun’da bulunmanın bütün anlarının en ayrıntısına kadar anlatılması dikkatimi toplamama neden oldu.

“Sorgun’dan Çıktım Yola – Anılar 2” isimli eser, bir yönüyle Türkiye’deki gelişmeleri ilk ağızdan dinlemek gibi geldi bana. Özellikle yurtdışı deneyimi ile ülkemizdeki akademik, siyasal ve sosyal alanda karşılaştırma ve öneri getirme yönüyle Sorgun merkezliliğini aşmaktadır.

Her iki eserden hareketle biraz da kendimizi sorgulamamız lazım. Özellikle hocamızın bütün anılarını ayrıntılı olarak anlatması bana farklı mesajlar veriyor.

Henüz 40’lı yaşlarda olmamıza rağmen yaşamımızda hatırlamak istemediğimiz veya gerçekten hatırlayamadığımız birçok olay, anı, durum vardır. Arayışlarımızın çokluğundan olsa gerek, belki nefes aldığımız anların kıymetini dahi bilemiyoruz. Hep daha fazlası hep daha farklısı diye diye anlarımızı heba ediyoruz.

Hocamın iki eserini de okuduğumda gıpta ettim. Yaşamının her anını o kadar önemsemiş ve üstün bir kabullenişle yaşamış ki, bu farklı iki eseri ortaya koyacak kadar anları oluşmuş. Zihninin hiç karışık olmadığını, bir karar verdikten sonra “keşke” demeyecek kadar farklı uyarıcılara kapatarak hayatını dolu dolu yaşadığını anlıyoruz. Doludan kastım asla heyecan, macera ve farklı dünyalarda olmak değil. Sadece kendisi olacak şekilde dolu ve anlamlı yaşamak…

Sevgili hocam; önemli bir vefa örneğini gösterdiniz. Bu eserlerinizle geldiğiniz mevkide, doğduğunuz toprakların önemli bir etken olduğunu göstermiş oluyorsunuz. Yıllar yılı ihmal edilmiş bir il ve toplum olarak bu topraklarda kariyerinin zirvesine çıkılabileceğini herkese göstermiş oldunuz. Geldiğiniz nokta ne olursa olsun, aslını inkâr etmenin bir tercih olduğu günümüzde, siz aslınıza sahip çıkarak onu yüceltiyorsunuz. Belki de soyadınızla müsemma bir davranışla Sorgun’u Yücel’tiyorsunuz.

Bir vefa örneği göstererek, aslımıza dönmeyi ve hizmet etmeyi önemseyen iki önemli eser için teşekkürler hocam.

 

Recep DAĞDEMİR

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: Fatih
İsim: FATİH ŞAHBAZ Yaşadığı İl: İstanbul Yaşadığı İlçe: Üsküdar Meslek: T.Halk Bankası A.Ş.