Darbe Yapan Halk Olunca

16 Temmuz sabahı uyanıyorum birde ne göreyim Türkiye’de darbe olmuş. Avrupa Birliği ve ABD aynen Mısır’da olduğu gibi darbecilere desteğini ifade ederken, hükumetin gerçekleştirdiği uygulamaların yanlış olduğunu dile getiriyor.

Yüzlerce şehidimiz ve yaralımız var. Cuntacıların yanında yer almayan bütün muhalifler, siyasiler, askerler, polisler, gazeteciler, sivil toplum üyeleri, hatta yakından tanıdığımız birçok dost ve tanıdık insan önce gözaltına alınmış, yargılamadan cezaevlerine gönderilmiş. Sokağa çıkma yasağı devam ediyor, bütün şehirler sessiz ve öksüz. İkiyüzlü Batı İslam âleminin son kalesinin düşmesinden dolayı çok mutlu…

Yukarıda yazdıklarımın tamamı hayalden ibaret. Şimdi yazacaklarım ise milletin destanı. Darbecilere ve onların efendilerine darbe yapan millet olarak anılacağız. Çok yakın zamanda tarih kitapları bu milletin destanını yazacak.

Fil suresinde Allah’ü Teâlâ Ebabil kuşlarını Ebrehe’nin ordusunun üstüne göndermiş, Ebrehe’nin ordusu yenilmiş ekin gibi darmadağın olmuştu. Bu şekilde Allah’ü Teâlâ nasıl Kâbe’yi koruduysa, bizde iman ve inanç dolu göğsümüzle ülkemizi koruduk. Milyonlarca insan sokağa döküldü ve tanklara ve mermilere göğsünü siper etti. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan yetmiş dokuz milyon vatandaşın, mesele vatan olunca nasıl tek yumruk olduğunu gördük. ABD ve Batı dünyası artık Türkiye’ye bundan sonra tezgah kurarken çok daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini anlamıştır. Eğer diğer darbe yapılan ülkeler bunu iyi analiz ederlerse, halkın gücünü anlarlarsa, darbeye karşı direnecekler ve darbe yaptırmayacaklardır.

Milyonlarca insan yirmi gündür ülkesini müdafaa için nöbet tutuyor. Eskiden sekiz on saatini uykuda geçiren insanlar bir iki saat uykuyla gündüz işine gidiyor, geceleri ise demokrasi nöbetine devam ediyor.

Bundan sonra zafer sarhoşluğuna kapılmamak ve yeni hatalar yapmamak gerekir. Bu ülkeyi yeniden zora sokmamak gerekir. Şimdi her düşünceden, her görüşten her kesimden, her partiden insanın elini kalbine koyarak adaletli bir şekilde özeleştiri yapması gerekmektedir. Yaşanan bu olayları yeniden müşahede etmelidir. Millet olma, kardeş olma ekseninden uzaklaşılmamalıdır. Darbede gösterilen bu kenetlenmenin bundan sonrada devam etmesi gerekir.

Açılan yaraları iyileştirmenin tam zamanı. Bugün hep birlikte hareket edebiliyorsak, bundan sonrada hep birlikte hareket edebiliriz. Üstünlük ya da sen ben kavgasını bir tarafa bırakarak bu ülkenin şaha kalkması için elimizden gelenin ötesinde çalışmalıyız. Allah’ü Teâlâ inşallah bu büyük badireden alnımızın akıyla çıkmayı nasip eder.

Nuri KAYA

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: sevare