Mananın Sömürülüşü

Alanım dışındaki bir konuda yazmanın sıkıntısı ile boğuşuyorum. Dişe dokunur birkaç cümle yazmanın çaresizliği, bir oyunun parçası olduğunu fark etmiş olmanın vermiş olduğu kızgınlığı da beraberinde yaşıyorum.

Oyun şu; yıllar yılı hep bir meslek sahibi olmanın gerekliliği üzerine birçok hatırlatmalar yaşadık. “Mesleğini eline al, devlette de kendine yer bul, bir evin bir araban olsun, rahat rahat yaşa” cümlelerini hangi birimiz duymadık ki? Hep bir korku ve endişenin göstergesi olan bu duruşu sokakta çevireceğiniz her kişinin gözlerinde görmüyor muyuz? Bu durum seni sadece “bir şeye” entegre ederek onu” kaybetmemenin” hırsıyla başka dünyalara kapıları kapattırmıyor mu? Bilmenin ve öğrenmenin önemini azaltmıyor mu?

“Emperyalizm nedir” sorusu balık hikâyesi gibi sanki. Balığa sormuşlar “Su hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Balığın cevabı; o ne ki?

Oyunun içine o kadar girmişiz ki beylik laflar etmemiz de oyunun bir parçası. Her dönemde farklı bir kılıfla yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi götürmelerini fark eder olduk. Buna zemin hazırlayan kişiler yine gelecek korkusuyla aracı oldular. Yıllarca düzeltilemeyecek anlaşmaların altına imza attılar. Bunların hepsi madde idi.Peki ya mananın sömürülmesi adına yapılanları ne yapacağız?

Alın size bir örnek: Stres kelimesini hepimiz kullanırız. Gerginlik ve sıkıntılı anlarda, hayal kırıklıklarında, çaresizliklerde, kayıplar olduğunda genel olarak kullandığımız bir kelimedir. Peki stres kelimesinin bizdeki karşılığı sizce nedir?

Türkçemizde bu kelimeye karşılık gelen birkaç örnek; gam, gussa, keder, matem, elem, hüzün, yeis, efkar, tasa, kahır, dert, mihnet, kuduret, enduh, vb.

Bunlar acaba petrolden, gazdan, altından değersiz şeyler mi?

İki cümle yazamamam belki benim tembelliğim ve ilgisizliğim olabilir. Ancak kaç mühendisin, mimarın ya da pilotun sosyoloji, psikoloji ya da tıp alanında bir şeyleri öğrenmek adına bir merakın içinde olunmasına izin verildi?

Zihin şemamızı elin adamı yeniden oluşturdu. Düşünmeyen, okumayan, korkan, gelecek endişesi taşıyan, araştırmayan, bilgiyi değil bilgiyi aktarana önem veren, sorgulamaktan uzak, umudu ve ufku daraltan, çalışmaktan uzak, emek bilincini yok eden,…vb şemaları oluşturdular.

Esas emperyalizm mananın sömürülmesinde kendine yer edindi ve kılıf değiştirerek varlığını sürdürmekte.

Anlamlı ve gerçek kavramlarına kavuşmuş ve ulaşmış bir gelecekte buluşmak ümidiyle…

 

RECEP DAĞDEMİR

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

 

Author: sevare