O Bana Yeter Kızım!

İlk göz ağrım, güzel kızım, üç yıl önce fakülteyi kazanıp gittiğinde içimde kalmıştı duygularım, gözyaşlarım donmuştu göz pınarlarımda… Yaşlanıyor sanırım babanız, duygusallık had safhada… Üç yıl önce yaşadığım tüm duyguları aynı yoğunlukta yaşıyorum bugün, tek bir farkla; artık duygularımı saklamıyorum, paylaşıyorum gururla haykırırcasına…

Bu yazım, bana babalığı en güzel şekilde yaşatan, en büyük gururları tattıran sevgili kızlarıma ithaf olunur!

Doğduğun günü hatırlıyorum da, Allah’ın bana verdiği en güzel hediyeydi varlığın!

Biliyor musun? Seni kollarıma aldığım o ilk günkü heyecan hiç bitmedi, bitmeyecek… Her yeni gün yeni bir mucizeye tanıklık ediyorum varlığınla… Sen büyüyüp genç bir hanım olsan da, kendi kanatlarınla uçmaya başlasan da benim için hep o küçük, mis kokulu bebek olarak kalacaksın ve ben hep o ilk günkü heyecanla kucaklayacağım seni.

Seni ilk gün kollarıma sardığımda bile kollarımdan akıp gideceğini biliyordum ben kızım… Aslında bu bana öyle dokunuyor ki be kızım, utanmasam sana her baktığımda, kokladığımda ağlayacağım…

Sakın yanlış anlama, bunlar gururun mutluluğun yaşları! Eminim başlarda anlamayacaksın, hatta, “baba ya, çocuk musun? Ağlama!” laflarını söyleyeceksin, benim bir zamanlar babama dediğim gibi…

Anlamaman normal be yavrum, ben de bir zamanlar üniversiteye giderken o koca adam, babam sessizce ağlıyordu da, “baba sen büyüksün, bizlere örnek ol, dirayetli ol ağlama” dediğimde;  “oğlum yok ağlamıyorum, gözlerime bir şeyler kaçtı” demişti, benim de gözlerime bir şeyler kaçtı be yavrum…

Ah babam! Ne kadar haklıymışsın. Seni yıllar sonra bu gün çok daha iyi anlıyorum… Ve o gün senin hissettiklerini yüreğimin en derinlerinde hissediyorum bugün… Aslında kendimi kontrol edebilmeyi, ağlamamayı başarabilseydim…

Sizlerin karşısında hep güçlü baba olarak hatırlanmayı isterim be kızım…

Hep güçlü baba olarak hatırlanmak; “benim babam dağ gibi adamdı” demenizi isterim…

Ama yapamıyorum be kızım…

Ağlıyorum işte, itiraf edercesine…

Ne derseniz deyin, sulu gözlü babanız işte…

Sözümü tutamıyorum…

Eminim sizde bir gün, şimdi benim babamı hatırladığım gibi hatırlarsınız beni…

O zaman hak verirsiniz belki…

“Sulu gözlü baba” değil, ” gönül eri imiş babam” dersiniz…

Gözyaşları taa gönülden akar be kızım…

Taa derinliklerden gelir, kaynağı da “Rahman” a dayanır güzel yavrum.

Hatta serçe kuşları ömürlerinde bir sefer ağlarlar ve ölürlermiş, o derece kutsalmış gözyaşları onlar için…

Ben ağlasam da siz aldırmayın, yürüyün korkusuzca geleceğe…

Yolunuz açık olsun!

Beni unutmayacaksınız ya, o bana yeter…

Kendi kanatlarınızla uçacaksınız bu gurur bana yeter kızım…

 

Prof. Dr. Hamdi TEMEL

 

 

 

 

 

Author: Yönetici