Sorgun’da İki Bayram…

Sorgun Düşünce Kulübü’nün istikrarlı buluşmalarının çiçeğe döndüğüne, meyve verecek tomurcukların belirdiğine şahit olduk bu bayram…

Gelenekselleşen Sorgun buluşmalarının 2015 yılına dair söylenecek, konuşulacak, düşünülecek, en mühimi hatır oluşturacak niteliği oluştu. Hatır diyorum zira insan hürmet ederse karşılıksız sever. Hatır sayarsa kusurlardan çok güzellikleri görür. Hele insanın hatırı varsa her şeyi vardır. Yitirdiği gençlik, mal, mülk, para, makam olsa bile…

Bu yılın konusu, tam da hatırın, hatıratın, hürmetin üzerine en çok yakıştığı konu “Eğitimi” ve bu konularının özneleri “Öğretmenleri” içermekteydi.
Eğitim konu edilmişti.

Halis, ölçülü, bağımsız, donanımlı, hür hisleri ile hareket eden SDK mensupları; her yıl bir konuya odaklanıp, enine boyuna düşünüp-konuşup, memleketin ali menfaatine olacak şekilde hazırlandıkları içerik ve gündem ile Sorgunlu muhatapları ile kahvaltılı toplantıda bir araya geldiler.

Emekli öğretmenler, halen görevde olanlar, şehrin mülki amirleri ve memleketten seçilip bakanlık yapanların muhabbetle katılıp, ilgiyle takip ettikleri toplantıdan hatırımda kalan, kanaatimce öne çıktığını düşündüğüm satır başlarını paylaşmak isterim.

Sözün başında SDK dönem başkanı Fatih Şahbaz konuştu. İçselleştirdiği, temsil ettiği, işaret ettiği, bilimselleştirdiği hatırı sayılır bir konuşma yaptı.
Ardından SDK üyelerinden Abdullah Alpaydın söz aldı. Her ay yazılanlardan ve yılda bir yayınlanan eserlerden bahsetti. Sorgun’u resmeden boyama kitabını takdim etti. “Belli belirsiz çizgilerden oluşan boyasız şehre, çocuklar renk versin.” dedi.

“Neden eğitim?” sualinin cevabını SDK üyelerinden S. Hatipoğlu verdi. Türkiye’den ve Dünya’dan rakamlarla eğitim, kalkınma ve nihai olarak insan dedi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Ekinci, Sorgun’daki eğitime ilişkin istatistikî ve anlamlı veriler sundu.

Eski Bakanlarımızdan Bekir Bozdağ, ise meseleyi önemsediğini, samimi bulduğunu, içselleştirdiğini halinden anlattı.

Eski Bakanlarımızdan Lütfullah Kayalar, toplantıdan memnuniyetini ve oluşumun devamını diledi.

Belediye reisi Ahmet Şimşek, kültür hazinemize sağlanan eserleri önemsedi, ev sahipliğine talip oldu.

Kaymakam Ali Arslantaş, insan değerinin önemine işaret etti.

Profesörler Hamdi Temel, İhsan Bulut, Haluk Selvi ve Faruk Bilir hocalarımız da iştirakleri ile toplantımıza renk ve değer kattılar. Bilimsel pencerelerden ışık verip, yükümüze omuz verdiler.

Bende oradaydım. Birkaç pencereden mevzuya bakmak ve görüp işittiklerimizi yorumlayarak paylaşmak ta mümkünken buradan halleşmeyi halımca münasip gördüm.

Eski bakanlarımız Sn. Bekir Bozdağ, Sn. Lütfullah Kayalar, İlçe Kaymakamı Ali Arslantaş Bey, Belediye Başkanı Sn. Ahmet Şimşek başta olmak üzere, Milli Eğitim Müdürü Sn. Hüseyin Ekinci, öğretmen, öğrenci, gazeteci, yazarlar ile birlikte SDK mensuplarının bir masa etrafında 4 saat süren toplantılarında “Sorgun Eğitimi ve Öğretimi” konuşuldu.

Bu toplantıların geniş katılımlı sempozyuma dönüşmesini önerenler de vardı, kaliteli öğrencilerin ilçe dışına gitmesini engellemek için eğitim kurumlarının daha iyi pazarlanarak markalaşmasına gayret edilmeli diyenler de.

SDK’yı kuranlara atfen “yedi güzel adam” nitelemesi yapıp bu kimselerin uzun soluklu ses olduklarını anlayan da vardı.

Eski belediye reisi Sn. Yılmaz Kılıçarslan konuşulan konunun ne olduğuna değil, ayırt etmeden, ötekileştirmeden, partizan kalıplara sokmadan, güdümsüz ve özgürce durabildiklerine işaret ederken; “sevgi; emek, bedel ve hizmet ister, biz bunu burada gördük” dedi.

“Meslek yüksekokuluna öğrenci gerek, bölüm gerek, kültürel etkileşime yeni soluklar için daha çok öğrenciye ihtiyaç var” denildi. Bina kalitelerinin yanı sıra, eğitim kalitesinin de artırılması yönünde mesajlar verildi.

“Ne bir tarihi, kültürel, otantik mekânımız var, ne de temsili bir biblo ya da vinyetimiz… Az da buna kafa yorulmalı. Hatta hep birlikte düşünüp taşınırsak buluruz” diyerek umutlanıldı.

Hayallerini kâğıda aktarabilenlerden bir hocamız kalkıp; “Tasalanmayın. Eksiklerimizi sayıp dökmekle bir yere varamayız. İpi ipe bağlayalım. El ele verelim; çözülmeyecek müşkül yok.” dedi.

Bir öğretmen kalktı ayağa buğulu sesle konuştu. Biriktirdiklerinin çokluğu beyazlamış saçlarından anlaşılıyordu. “Binalar, okullar her bir şey olur. Onlar kolay, esas ekmek insanda. Nasıl ki ağaç yetiştirenler ha bire meyve alır. Biz insan yetiştirelim gölgesi de meyvesi de olur.” dedi. 40 yılın özetiyle…

Bir başka katılımcımız; “Şimdilerde öğrenmek kolay. Bilgiye ulaşmak an meselesi. Esas bunu anlamada, yorumlamada, uygulanabilir ve hayata kazandırılabilir hale getirmekte sorun var. Eğitim şimdi daha elzem oldu.” diyerek ifade etti duygularını.

Kamil birisiydi yüzü gözümde. “Kahraman aramayalım. Hep bir kahraman çıksın da işimizi çözsün diye dertlenmek yerine ucundan tutalım. Bizde karınca kararınca bir şeyler yapalım hep birlikte.” diyerek su serpti yüreğimize.

Ömrünü eğitime adayan bir hocamız (Sorgun Düşünce Kulübü Üyesi Recep Dağdemir) kalktı ayağa: “Eğitimin başladığı yeri, suyun gözesini işaret etti. Her şey altı yaşına kadar olup bitiyor. Güzel yarınlar için bilge analara ihtiyaç var.”dedi.

Diğer bir katılımcımız eğitim sistemini ele alıp külliyen bir tavır koyarak ortaya “kökü çürük ağacın yapraklarıyla meşgul olmamız beyhude. Sistem baştan ayağı yanlış, değişmezi lazım.” diyerek toptan bir çözüm önerdi.

Hülasa herkes bir şey dedi.

Ama hatır bilenler, hatır sayanlar ve hatır oluşturanlar “Birlik” dedi. Hiç kimse “Kuru kuruya gadanı alayım, takır takır goonünü sürüyeyim” demedi.

 

Aydın BARAN
SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: sevare