Sorgun’da İstanbul

Bir rüyaydı Sorgun’da İstanbul…

Herkesin ağzında dilindeydi. İstanbul’dan gelmişse misafir, “Önemli Misafir”di. İstanbul’a gönderilmişse hasta, “Durumu Ağır Hasta”ydı. İstanbul’da ohumuşsa hoca, “Derin Hoca”ydı. İstanbul’a gidecekse yolcu, “Uzun Yol Yolcusu”ydu. İstanbul’dan ohul gazanmışsa oğrenci, “Çoh Ahıllı”ydı.

Ders kitaplarında hep İstanbul annadılırdı. Yılbaşı gartlarında, bayram gartlarında, İstanbul’un “Boğaz Köprüsü”nün ve “Minarelerinden Batan Güneşinin Resmi” olurdu hep. Televizyonda, gastelerde, dergilerde boyna İstanbul’dan bahsedelirdi.

Toz deterjannarda “Levent/İstanbul”, kitaplarda “Cağaloğlu/İstanbul”, arabeks gasetlerde “Unkapanı /İstanbul” yazardı. Piskuğut, koflet, çikolota, çarşıda bazarda satılan ne varsa, İstanbul’dan gelirdi.

Çocuhlar İstanbul’un futbol tahımlarını dutallar, aralarında İstanbul tahımlarının maçını yapallardı.

Gençler, arabeks filimlerde hep İstanbul’u seyredeller, “Topgapı Garajı”nı , “Kız Kulesi”ni getmiş gibi annadıllardı.

Asgelliğini “Hasdal”da , “Yeşilköy”de yapannar, İstanbul’u annatmayınan bitiremezlerdi.

Vahti zamanında İstanbul’u goren böyükler: “Ecdat Ne Camiler Yapdırmış” dellerdi.

İstanbul’da çalışmış olannar:  “İstanbul’un Daşı Toprağı Altın” deyin bahsedelerdi İstanbul’dan…

Bir rüyaydı Sorgun’da İstanbul…

 

Adnan KORKMAZ

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

Author: Yönetici