Yozgat Türküleri

Web sitemizde yayınlamış olduğumuz dosya konularını belirlerken yeteri kadar kıymet görmemiş değerlerimizi – ki bu kimi zaman kültürel bir unsurumuz, kimi zaman bir yazarımız, şairimiz ya da bilim adamımız olabilmektedir- öne çıkarmayı ve tanıtmayı bir ilke ve görev edindik.

Yozgat türküleri tam da bu kapsamda değerlendirilebilecek; Yozgat ve Yozgatlı tarafından kıymeti yeterince kavranamamış yöresel bir zenginliğimizdir. Bu zenginliğimiz bizce o kadar önemlidir ki, Yozgat’ın ulusal ve uluslararası tanıtımında sembol olması gerekir.

Yozgat türküleri denince akla ilk gelen Yozgat Sürmelisidir. yozgat Sürmelisi hakkında en bilinen ve anlatılagelen hikaye şöyledir:

Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok Yaylasının, yeşillik, etrafı ormanlarla çevrili, içinde binbir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; Yozgat halkı o zaman yarı göçebe yaşar ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı.

Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen Yörüğü otlatırdı. Halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgat’tan Akdağmadeni’ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. Bazen bir çamın dibine rastlanır ve sazının tellerini konuşturur; bazen de bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü.

O sevgili ki güzelliği Bozok yaylasına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ayyüzlü bir dilberdi. Babası bir Türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, fakat mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.

Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. Aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. Küser otağına, obasına ve Akdağlar’a kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına üflediği, içli sazına söylettiği nameler kalır geriye. O gün bu gündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey’in türküleri.

Sürmeli Yozgat’ta yaşanmış Türk Halk Edebiyatının en güzel örneklerinden biridir. Hepsi 96 beyittir.

Sürmeli güzel gözlü sevgiliye bir hitaptır. Eskiden genç kızlar dışarıya çıkarken gözlerine sürme çekerlerdi ve gözleri daha alımlı olurdu. Bol feracelerinin içinde sadece gözleri görünürdü kızların.

Yozgat Sürmelileri yaşanmış öykülerin getirdiği birer sevda, hatta kara sevda türküleridir. Söylenen sözlerde acı vardır, hasret vardır, gurbet vardır. Sürmelileri dinlerken bu kadar duygulanmamızın sebebi bu sürmeli öykülerinde yakaladığımız duyguların kendimizde de bir yeri, bir acısının olmasındandır. Kısaca kendi aşklarımızı, hasretimizi buluruz Yozgat Sürmelileri’nde.

Yozgat Sürmelisinin en bilinen ve en çok söylenen dörtlükleri aşağıdadır:

Dersini almışta ediyor ezber

Dersini almışta ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler aman
Aman ben yarelendim aman
Bu dert beni iflah etmez deleyler
Bu dert beni iflah etmez deleyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var aman
Aman ben yarelendim aman
Kaşın çeğmelenmiş kirpik üstüne
Kaşın çeğmelenmiş kirpik üstüne
Havada bulutun ağdığı gibi aman
Aman ben yarelendim aman
Çığ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Çığ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Yağmurun dağlara yağdığı gibi aman
Aman ben yarelendim aman

 

SORGUN DÜŞÜNCE KULÜBÜ

www.sorgundusuncekulubu.com

Author: Yönetici